Arkeologlar ‘Juanita’ ya da ‘Inca Ice Maiden’ olarak bilinen kızın vücut taramaları, kafatası ölçümleri ve DNA çalışmaları kullanılarak oluşturulan ve tamamlanması 400 saat süren yüz rekonstrüksiyonunu açıkladı. Juanita’nın 1440 ile 1480 yılları arasında deniz seviyesinden 22,100 feet yükseklikteki Arjantin yanardağı Llullaillaco’da künt travma sonucu ödüğü ve cesediin 1995 yılında keşfedilene kadar zaman içinde donmuş halde kaldığı ortaya çıkarılmıştı. Yüz rekonstrüksiyonu, İsveçli bir heykeltıraş olan Oscar Nilsson ile birlikte çalışan Polonyalı ve Perulu bilim insanlarından oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilen mumya, İnkaların törenlerde kadınları da kurban ettiklerinin ilk kanıtı olarak değerlendiriliyor.
İnkaların çocukları güzellikleri için seçtikleri ve capacocha adı verilen bir törenle kurban ettikleri düşünülüyor. Çocuklar tanrıları beslemek ya da yatıştırmak için değil, ‘tanrıların diyarına girmek ve onlarla birlikte cennette yaşamak’ için sunuluyordu. Bu büyük bir onur, şamanlar aracılığıyla toplulukla iletişim halinde kalmalarının beklendiği daha iyi bir hayata geçiş olarak kabul ediliyordu.
Mumyayı bulan ABD’li antropolog Johan Reinhard, “Hayattayken yüzünün neye benzediğini asla bilemeyeceğimi sanıyordum” dedi. Reinhard, Juanita’yı bir zamanlar parlak renklere sahip olan ancak o zamandan beri hava koşullarından dolayı siyaha dönüşen mezar halılarına sarılmış olarak bulduğunu vurguladı. Reinhard, Juanita ile birlikte iki çocuğun daha kalıntılarını buldu. Üç çocuğun ölüm yerine yolculuğu, bulundukları yerin yaklaşık 500 mil kuzeyinde, bugün Peru’da bulunan Cuzco’da başlamış olabileceği tahmin ediliyor..
Daha sonra diğer çocuklar, rahipler ve yetkililerle birlikte uzun bir kortej halinde yürüyerek yola çıkmış ve birkaç hafta sonra Llullaillaco’nun eteklerine varmış olabilecekleri düşünülüyor.
Şu anda Arequipa’daki Santa Maria Katolik Üniversitesi’nde sergilenen rekonstrüksiyonda Juanita‘nın ağzı hafifçe açık ve karanlık, delici gözleri uzaklara bakıyor. Silikon heykel, benzer şekilde mumya taramalarına dayanan renkli kıyafetler, baş örtüsü ve süslemeler içeriyor.
Güney Amerika’nın batısında Pasifik kıyısı ve And dağları boyunca uzanan geniş bir alanda hüküm süren İnkalar, zengin ve güçlü imparatorluklarının 1532 yılında İspanyol işgalcilerin eline geçtiğini gördüler.
Ancak bilim insanlarına göre, bundan bir süre önce, yaklaşık 14-15 yaşlarındaki kız çocuğu, muhtemelen doğal afetlerden ilahi yardım istenen bir ayin töreninde başına aldığı bir darbeyle kurban edilmişti. Mumya elleri kucağında ve başı öne düşmüş halde bulunmuştu.
Antropolojik araştırmalara göre Juanita yaklaşık 1.80 boyundaydı ve sadece 77 kilo ağırlığındaydı. Uzmanlar onun son nefesini vermeden önceki günlerde sadece alkol ve uyuşturucu tükettiğine inanıyor. Juanita’nın ciğerlerinde beş yüz yıl geçmesine rağmen enfeksiyon rastlandığı da kaydediliyor.
Juanita’nın mensup olduğu topluluğun çok zor zamanlar geçirmiş olabileceğine inanan arkeologlar 16.000 feet’in üzerinde bedenin kendini yüksekliğe adapte olmakta zorlandığını anımsatarak, topluluğun oksijen yoksunluğunun yanı sıra küçük çocuklar için acı verici derecede düşük sıcaklıklarla da baş etmek zorunda kaldıkları ifade ediliyor. Zirveye ulaşıldığında, üşümüş ve bitkin bir halde, en güzel kıyafetlerini giymiş olarak çocukların kurban olarak tanrılara sunulduğu belirtiliyor.
Arjantinli antropolog Constanza Ceruti, New Scientist dergisine verdiği demeçte, “Rahipler, çocukların yavaş yavaş bilinçlerini kaybetmelerini ve mezarlarına yerleştirilmeye hazır olmalarını beklerken ateşler yakıyor ya da adaklar sunuyorlardı” dedi.
Bulunan üç çocuk mumyası müzede bir dondurucuda saklanıyor. Büyük kız şimdi, kalıntılarını -20 santigrat derecede tutan, bozulmayı önlemek için özel bir gazla çevrili ve buz yanığına karşı korumak için basınçlı bir atmosferde özel olarak yapılmış bir kutuda sergileniyor.