Prof. Dr. Günal, Türkiye’de obezite görülme sıklığının azaltılması için rafine, paketlenmiş ve katkı maddeli gıdalardan uzak kalmanın yanı sıra şehir hayatının yorucu temposundan ve stres faktöründen uzak kalınması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Ömer Günal, Türkiye’de obezitenin ciddi bir halk sağlığı sorununa dönüşmesindeki faktörler ve bununla mücadelede izlenilmesi gereken adımlar ile obezite cerrahisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Obezitenin, vücuda fazla besin alınması sonucunda harcanamayan enerjinin yağ şeklinde birikmesi olduğunu aktaran Günal, vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanların obez, 30-35 arasında olanların klas 1, 35-40 arasında olanların klas 2, 40’ın üzerinde olan kişilerin de morbid obez olarak adlandırıldığını dile getirdi.
Prof. Dr. Ömer Günal, vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan hastaların yanı sıra, 35-40 arasında olan ve tip 2 diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi (kolestrol yüksekliği), tıkayıcı uyku apne sendromu ya da eklem, sırt ve bel ağrıları problemleri yaşayanları da ameliyat ettiklerini aktardı.
DSÖ’ye göre Türkiye’nin Avrupa’da obezitede birinci sırada yer almasını değerlendiren Günal, obezitenin Batı toplumlarında yani endüstrileşmiş toplumlarda yaygın görüldüğüne dikkati çekti.
YEME ALIŞKANLIKLARININ DEĞİŞMESİ OBEZİTEYİ TETİKLİYOR
Türkiye’deki bu durumu, endüstrileşmenin artmasıyla beraber değişen yeme alışkanlıkları ve yaşam tarzına bağlayan Günal, şöyle konuştu:
“Süpermarketlerin artması ve buralarda satılanların endüstriyel yani rafine edilmiş, hemen kana karışabilecek gıdalar olması bu konuda önemli rol oynamaktadır. Zira bir gıda kana ne kadar çok çabuk karışır veya kanın şeker düzeyini ne kadar çabuk yükseltirse o kadar süratle insülin düzeyini artırmaktadır. Artan insülin düzeyi vücutta yağlanmaya neden olmaktadır. Bu şekilde insanlar yağlanarak, obez kişiler haline dönüşmektedir. Şehirleşme ve stresli yaşam koşulları, yeme alışkanlıklarının düzensiz beslenme şeklinde değişmesi, pakete girmiş, aperatif tarzı gıdaların sıklıkla tüketilmesi obezitenin başlıca nedenleri olarak kabul edilebilir.”
KADINLARDA OBEZİTE GÖRÜLME SIKLIĞI ERKEKLERE GÖRE DAHA MI FAZLA
Prof. Dr. Ömer Günal, kadınlarda obeziteye daha sık rastladıklarını ancak son 10 yıldaki gözlemlerine göre, erkeklerin de oran olarak kadınlara yaklaştığını söyledi.
Çocuklarda da obezitenin giderek arttığına dikkati çeken Günal, 10 yıl önce kendilerine senede bir çocuk hasta gelirken, bugün, yılda 4-5 hastaya baktıklarını dile getirdi.
Obezitenin dünyada görülme sıklığına da değinen Günal, ABD toplumunun yüzde 65’inin fazla kilolu, toplam popülasyonun yaklaşık yüzde 7 ila 15’inin obez olduğu aktardı.
Batı Avrupalıların da yüzde 45’inin obez olduğuna işaret eden Günal, “Ülkemizdeki rakamlar da bu rakamlara çok benzer. Net rakamlar yok ama neredeyse Amerikan toplumuna yakın, bizde de yüzde 17 civarında obez hasta grubundan bahsedilmekte. Yüzde 17 oldukça büyük bir rakam.” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ OBEZİTE ORANI AZALABİLİR Mİ?
Prof. Dr. Ömer Günal, obezitenin Türkiye’de önlenmesi için yapılması gerektiğini düşündüğü önerileri şöyle sıraladı:
“İnsanları doğal beslenmeye yönlendirmeliyiz. Bu nasıl olacak bilemiyorum. Çünkü süpermarketlerdeki gıdaların yüzde 99’u rafine, paketlenmiş, işlenmiş, katkı maddeleri olan gıdalar. Şehir hayatının yorucu ve psikolojik olarak yıpratıcı temposundan insanları kurtarmak lazım. İnsanlar kazanç için büyük şehirlere gelip, mücadeleler içerisine girdikçe strese giriyorlar. Stres de insanı yediren faktörlerden biri. Büyük şehirlere göçü durdurmak, refahı yükseltmek, diğer bölgelerdeki şehirleşmeyi ve iş olanaklarını artırmak birinci unsur olmalı. Sanki beslenmeyle çok alakasızmış gibi geliyor ama doğrudan alakalı. Endüstriyel gıdaların azalması da insanların kendi gıdalarını üretme fırsatlarını elde etmesiyle olacaktır. Bu da hükümet politikasıyla olacak bir şey.”
AA